Ameliyat 1. Ay Sonrası Beslenme
Sıvılarla ve pürelerle geçirilen ilk 1 aylık süreç geride bırakıldıktan sonra artık yavaş yavaş katılara geçilebilir. Ama nasıl...?
Yeni mide alıştıra alıştıra katılarla tanıştırılmalıdır. Örneğin; 28. günden sonra (5. hafta) kırmızı et grubu tüketilebilir ancak ilk denemede öncelikle kıymalı sebze yemekleri, domates soslu kıyma yada köfte gibi tüketmesi ve sindirmesi kolay olan et çeşitlerinden başlanmalıdır. 6. haftaya geçildiğinde iyi pişmiş, çiğnemesi kolay olan yumuşak kırmızı et çeşitlerini deneyebilirsiniz. Tüketimde ve sindirimde her hangi bir problem yoksa rahatlıkla kırmızı et çeşitleri tüketilebilir.
Tavuk eti en zor sindirilen ettir bu nedenle en son denenmesi gereken et grubudur. 6. hafta tavuk eti denenebilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta tavuğun yumuşak kısımlarını (but ve kalça) tercih etmektir. Tavuk göğsü sert ve sindirimi zor olduğu için 8. haftadan sonra denemek daha uygundur.
Kurubaklagiller bitkisel protein kaynağımızdır. Haftada 1-2 kere tüketilmesi oldukça faydalıdır. Ancak gaz sıkıntısı ve şişkinlik gibi durumlara sebep olabildiğinden dolayı 45. günden sonra tüketmeye başlamak gerekmektedir.
Tüketilmesi sakıncalı olan diğer besinlerden biri de mısır. Sindiriminin zor olmasının yanı sıra midede tıkanmalara sebep olduğu için en az 3 ay tüketilmemelidir.
İlk ay içerisinde yasak olan çiğ sebzelerin tüketimine artık başlanılabilir. Ekmek grubuna değinecek olursak günde 1 dilim ekmek tüketilmesinde bir sakınca yoktur. Çok özlenilen kahve ise kremasız, süt tozu ve şeker ilavesiz olarak günde 1-2 fincan içilebilir. Ancak kahve beraberinde bol su tüketilmez ise ödeme sebep olur. Bu nedenle su tüketiminde zorlanan kişiler çok fazla tercih etmemelidir. Alkolün kalorisi ve şekeri oldukça yüksektir. Fazla tüketildiğinde kilo veriminin yavaşlamasına ve hatta durmasına sebep olmaktadır. Tercih eden kişilerin sıklığına dikkat etmesi gerekir. Tatlıların da fazla tüketilmesi kilo verimini olumsuz etkilemektedir. Haftada 1 kez tercih edilmeli ve tercihler ağırlıklı olarak sütlü tatlılardan yana kullanılmalıdır.
Ameliyat ile mide hacmi kısıtlanmaktadır; ancak o midenin hangi besinlerle doldurulacağı hala bireylerin kendisine aittir. Sağlığımız için en önemli besin grubu proteinlerdir. Kilo veriminin güzel bir şekilde devam edebilmesi için, kas kaybını engellemek için, vitamin-mineral ve kan değerlerimizi en iyi şekilde koruyabilmek için yapılması gereken en önemli şey protein ağırlıklı beslenmektir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Protein ve Vitamin Kullanımı
Tüp mide ameliyatı sonrası protein ağırlıklı beslenmeniz gerekmektedir. Ameliyat sonrası erken dönemde protein ihtiyacınızın karşılanabilmesi ve kas yıkımının önlenmesi için protein desteği gerekmektedir. 7. günden itibaren ek protein desteğine başlanır. Hastaneden taburcu olurken size verilen örnek beslenme planlarınız günlük protein ihtiyacınız hesaplanarak oluşturulmuştur.
Tüp mide ameliyatı sonrası protein alımını arttırmak için protein desteğine başlayacağınız güne kadar çorbalarınızı et/tavuk suyu ile hazırlamanızı öneriyoruz. Protein desteğini 30 gram olacak şekilde 300-350 ml tercihen light veya laktozsuz sütün içerisine koyarak ve gün içine yayarak tüketmelisiniz. Tüp mide ameliyatı sonrası protein kullanımıda kişiye özeldir. İlk 1 ay kullanıldıktan sonra beslenme şeklinize göre diyetisyenimiz tarafından ilerleyen dönemlerde ki kullanım şekliniz ayarlanacaktır.
Tüp mide ameliyatı sonrası vitamin kullanımı ise 1. aydan sonra destek amaçlı 3 günde bir 1 adet olacak şekilde verilmektedir.
Düzenli olarak 3 ayda bir (1-3-6-9-12. Ay) baktığımız kan testlerinizin sonuçlarına göre ek takviyelerde yapılmaktadır.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası B12 Eksikliği
Tüp Mide Ameliyatı sonrası B12 en çok eksikliği gözüken vitamindir. Tüp mide ameliyatı sonrası B12 eksikliğinin başlıca sebebi ise midemizin B12 vitamininin emiliminde rolü olmasından kaynaklanmaktadır. B12 vitamininin emiliminde görevli olan protein’nin (intrinsik faktör) salınımı midedeki hücreler (gastrik paryetal hücreler) tarafından kontrol edilir. Tüp mide ameliyatında, midenin çıkartılan kısmıyla birlikte bu hücrelerde azalma olacağından tüp mide ameliyatı sonrası B12 vitamini emilimi azalır.
Tüp mide ameliyatı sonrası B12 eksikliğiyle birlikte unutkanlık, ellerde ve ayak parmaklarında uyuşma, yorgunluk gibi pek çok durum gözlenebilir. Tüp mide ameliyatı sonrasının konforlu ve sağlıklı bir şekilde devam etmesi için B12 değeri yüksek besinlere beslenmenizde mutlaka yer vermeniz gerekmektedir.
Hayvansal kaynaklı besinler B12 açısından en zengin olan besinlerdir.
Örneğin;
- Ciğer ve böbrek
- Kırmızı et
- Ton balığı
- Alabalık
- Somon
- Yumurta
- Süt ve süt ürünleri
- Sardalya
- İstiridye gibi besinler örnek verilebilir.
Bitkisel kaynaklı besinlerde de B12 vitamini vardır ancak düşük miktarlarda bulunmaktadır.
Tüp mide ameliyatı sonrası B12 eksikliğini en aza indirmek için daha protein ağırlıklı bir beslenme ile devam etmek gerekmektedir. Bu durumda da genellikle B12 değeri yüksek besinlerin tüketimi olacağından B12 vitamini seviyelerinde hızlı ve ciddi düşüşler yaşanmamaktadır. Yine ameliyat sonrası başlanılan multi vitamin takviyeleri de B12 vitamini gibi pek çok vitaminin seviyelerinde
Düzenli bir şekilde yapılan kan testleri ve gerekli görülmesi durumunda verilecek olan takviyeler ile B12 vitamini seviyeleri korunmaktadır.
Vejeteryan veya vegan olan tüp mideli bireylerde ise düzenli B12 vitamini takviyesi gereklidir..
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Demir Eksikliği ve Kansızlık
Tüp mide ameliyatı sonrasında katı gıdaya geçildiğinde özellikle kırmızı et tüketimi önem kazanır. Yüksek demir içeriği nedeni ile kırmızı et oldukça değerlidir. Mide küçüldüğü için demir emiliminde azalma olması normaldir. Bu eksilmeyi protein öncelikli beslenme ile kolaylıkla aşabilirsiniz. Tüp mide ameliyatı sonrası 30. günde kan tahlillerinizde demir değeriniz kontrol edilir ve takibinde her 3 ayda bir tahliller tekrarlanır. Beslenme ile demir eksikliğiniz düzeltilemiyorsa, ağızdan öğlen yemeği 2 saat sonrası demir tb almanız gerekebilir. Tüp mide ameliyatı sonrası demir eksikliği tedaviniz doktorunuz tarafından düzenlenir. Bazı durumlarda ağızdan alınan demir tb kansızlığınızı düzeltmek için yeterli gelmeyebilir. Bu durumda damar yoluyla serum içinde demir tedavisi yapılabilir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Cinsel İlişki
Tüp mide ameliyatı sonrası cinsel ilişki için aslında herhangi bir kısıtlama yoktur. Tedbir amaçlı 1 hafta sonrası cinsel ilişkide bulunmakta sıkıntı yoktur. Kadın hastaların ilk 1 yıl hamile kalmamaları önemlidir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası İshal
Tüp mide ameliyatı sonrası ishal nadiren karşılaştığımız şikayetlerden biridir. Ameliyattan bir sonraki gün geçiş testi (kaçak testi) yapılırken size içirilen ilaçlı sudan kaynaklı olabiliyor. Bu opak madde oldukça yağlıdır. Bu yüzden bağırsaklarınızın hızlı çalışmasını sağlamaktadır. Hastane sürecinde gerekli müdahaleler yapılmaktadır. Ancak eve çıktığınız dönemde ishal şikayetiniz olduğunda hemşiremiz veya diyetisyenimiz ile iletişime geçiniz. Bu süreçte yeterli su tüketiminiz oldukça önemlidir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Kabızlık
Tüp mide ameliyatı sonrası kabızlık en çok yaşanılan problemlerden biridir. Bunun ana nedeni lifli gıda ve su tüketimindeki azalmalardır. Su içmeniz, hareket etmeniz ve püre döneminde diyetisyenimize danışarak lif değeri yüksek gıdaları (örneğin kivi gibi) kullanmanız tüp mide ameliyatı sonrası kabızlık sorununu azaltacaktır. 1. haftanızdan sonra diyetisyenimiz veya hemşiremize danışarak probiyotik çiğneme tableti desteği alabilirsiniz. Bunlara rağmen kabızlık şikayetinizde düzelme olmazsa beslenme döneminize uygun ilaçlar verilmektedir. 3 günü geçen kabızlıklarda mutlaka bizimle iletişime geçiniz.
Obezite Cerrahisi Sonrası Oruç Tutmak
Obezite cerrahisi son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artan oranlarda uygulanmaktadır. Ramazan ayı boyunca oruç tutmak, bariatrik cerrahi (obezite cerrahisi) uygulanmış hastalarda özellikle ilk yıl içerisinde zorluklar oluşturabilmektedir. Yine sıcak ve uzun yaz ayları bu sureci daha da güçleştirmektedir.
Birçok bariatrik yöntem bir seferde alınabilen gıda ve sıvı miktarını önemli ölçüde sınırlamaktadır ve bu yüzden hastalara gün boyunca öğün aralarında sık sık sıvı almaları tavsiye edilmektedir. Uzun yaz günlerinde oruç tutmak ise doğal olarak bu hastaları dehidratasyon (vücutta sıvı azlığı) riski ile karşı karşıya getirmektedir. Ayrıca iftar vaktinde uzun suren açlık arkasından artan iştah nedeniyle mümkün olan en büyük miktarda gıda ve sıvının kısa sürede alınması isteği kusmaya yol açarak dehidratasyonun artmasına ve beslenme yetersizliğine yol açabilir.
Kuveyt’te yapılan bir telefonla takip çalışmasında, 20 Temmuz - 19 Ağustos 2012 tarihleri arasında oruç tutan 230 hastanın (207 sleeve, 13 gastrik bypass, 7 mide bandı) sıvı ve gıda alımı miktarları, ramazan ayı sonrası 4 haftalık oruç tutulmayan normal bir dönemdeki miktar ile karşılaştırılmış. İlginç bir şekilde bu iki donemde toplam sıvı alımında bir fark gözlenmez iken, oruç tutulan dönemde %18 daha az kalori ve %41 daha az protein alımı olduğu tespit edilmiş. Çalışmayı yayınlayan grup, özellikle uzun yaz günlerinde diyabeti (şeker hastalığı) olan ve emilim bozucu etkisi daha fazla olan duodenal switch gibi yöntem uygulanmış kişilerde daha dikkatli olunması gerektiğini vurgulamaktadırlar.
Sonuç olarak, bu alanda kanıta dayalı bilimsel çalışma olmamakla birlikte, klinik deneyimlere göre özellikle obezite cerrahisi sonrasında ilk aylarda oruç tutmaktan kaçınılması önerilmektedir. Özellikle diyabeti olan ya da duodenal switch gibi emilim bozucu bir yöntem uygulanmış hastalarda ise ilk 12 – 18 ay süresince oruç tutulmaması tavsiye edilmektedir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Yeni Vücuda Alışma
Beden Memnuniyetsizliği ve Beden Algısı Bozukluğu
Kilo problemi olan kişiler bedenleri ile iletişim içerisinde olmayı reddedebilir. Vücutlarına bakmaktan kaçınabilir, sosyal hayattan uzaklaşmaya başlayabilirler. Bazı kişiler zayıflasa bile kendisini hala obez zannedebilir. Yıllarca bedenini obez olarak kabullenmiş ve bu şekilde hayatına devam eden biri için yeni beden ölçüsüne alışmak kolay değildir. Ameliyat sonrası dönemde verilmeye başlanan hızlı kilolara psikolojik olarak hazırlıklı olunmayabilir. Bunun için kendinize zaman vermelisiniz. Daha sık aynaya bakmalısınız. (Ameliyat öncesindeki kilonuzda dahil olmak üzere) Kilonuzu, bel ve kalça oranlarınızı haftalık olarak oluşturduğunuz bir çizelgeye not etmelisiniz. Küçük beden kıyafetler almaya başladıkça, çizelge tablonuzdaki sayıların düşmeye başladığını fark ettikçe zihninizdeki siz de değişmeye başlayacaktır. Beden algısının düzenlenmesi ve karmaşık duyguların çözümlenmesi ameliyat konusundaki memnuniyetinizi de arttıracak bir faktördür.
Pekiştirme ve güçlendirme yolları:
- Aile bireyleri ve arkadaşlardan destek ve yardım sağlayın.
- Aile bireyleri ve arkadaşlara bu desteğin övgü ve maddi ödül şeklinde olması için yardım edin.
- Kendini izleme davranışını ödüller üzerine kurun.
- Belirli davranışlara belirli ödüller verin.
- Kilodaki değişimi değil, davranıştaki değişimi ödüllendirin.
- Davranış değişikliğini yiyecek ile ödüllendirmeyin.
- Para, giysi veya sosyal aktiviteler gibi çekici pekiştiriciler seçin.
- Davranış değişikliği hedeflenen noktaya ulaştığı anda ödüllendirin.
Hızlı Ve Farkına Varmadan Yeme Davranışı
Yaşam koşulları göz önüne alındığında hızlı yaşam temposu sebebi ile başka aktivitelerden kazanılması gereken zamanı yemek yemekten kazanmaya çalıştınız. Yeme davranışının özel bir zaman olması gerektiğinin unutulması ile yemek yenilen ortamlarda sadece bu davranış yapılmamaya başlandı ve farklı uyaranları da bu zamana eklemek alışkanlık haline geldi (Örneğin; bilgisayar başında veya televizyon eşliğinde yemek yemek). Bu alışkanlıklar farkındalık ile besin tüketilmesini engellediği için ve davranışı otomatikleştirdiği için aldığınız kalori miktarının artmasına neden olmaktadır. Bir ana öğünün süresi en az 30 dakika olmalıdır. Kan şekerinin yükselmesi ve beyne “doydun” sinyalinin iletilmesi için bu süreye ihtiyaç vardır. Aynı zamanda yeme saatleri özel olarak planlanmalı ve bu saatler içerisinde faklı uyaranlar ile etkileşime girilmemelidir. 10 dakika içerisinde ve çok fazla uyaran eşliğinde tüketilen ana öğünde henüz beyne “doydun” sinyali iletemediği için öğün bittiğinde “ben doymadım” diye düşünebilirsiniz. Bu davranış kaçınılmaz olarak alınan kalori miktarını arttırmaktadır.
Yeme hızının kontrolü için öneriler:
- Lokmalar arasında çatalınızı indirin.
- Yutmadan önce iyice çiğneyin.
- Her öğün için sadece bir porsiyon hazırlayın.
- Yemeğin bir kısmını tabakta bırakın.
- Yemeğin ortasında biraz ara verin.
- Yemek sırasında başka işle uğraşmayın. (TV seyretmek, gazete okumak, konuşmak, toplantıya katılmak gibi)
- Üçüncü aydan sonra ortaya çıkabilecek psikolojik problemler
Yemek Yeme Bağımlılığı Yerine Çapraz Bağımlılığın Geliştirilmesi
Bariatrik cerrahi ameliyatı sonrasında kendinizi bir şeyleri kaybetmiş olarak hissedebilirsiniz. Yiyeceklerin hayatınızın ne kadar merkezinde olduğunu fark edersiniz. Zamanınızın büyük bir çoğunluğunun yemeği planlamak, hazırlamak ve yiyeceğiniz zamanı düşünmeye harcadığınızı fark edebilirsiniz. Geçmişte zaman zaman yemek sizi rahatlatmış, günün yorgunluğunu almış, bazen de bir ödül olmuş olabilir. Hatta yemek sosyal hayatınızın bir parçası bile olmuş olabilir. Şimdilerdeyse eskisi kadar yiyemediğiniz için iş arkadaşlarınızla öğle yemeğine çıkarken bile düşünmektesinizdir.
Böyle zamanlarda bariatrik cerrahi sizin için bir pişmanlık olabilir. Yiyeceğin eskisi gibi hayatınızda olmamasından kaynaklı olarak, geçirdiğiniz ameliyatın iyi bir seçim olup olmadığını sorguluyor olabilirsiniz. Bu nedenle dikkatli olup, böyle bir eğilim sezdiğinizde hemen yardım almalısınız.
Ayrıca kendinize eğlenceli sosyal aktiviteler bulmalısınız. İş arkadaşlarınızla yemek yerine onları kısa öğlen yürüyüşlerine davet edebilirsiniz. Boş zamanlarınızı mutlaka keyifli ama sağlıklı alışkanlıklarla doldurmalısınız.
Yeme Bozukluğu Gelişmesine Karşı Dikkatli Olmak
Uzun yıllardır kilo problemi yaşadığınızdan yeme bozukluğu olması düşüncesi size komik gelebilir. Ama böyle bir risk söz konusudur. Bazı kişilerde ameliyat sonrasında Bulimia ya da Anoreksiya Nervosa bozukluğu gelişebilir. Ameliyat sonrası en çok görülen problem yanlış bir yiyeceği hızlıca ve çiğnemeden yemenin ardından kusmadır. Eğer alışkanlık olursa ciddi bir problem olarak karşımıza çıkar.
Yiyecekleri çiğnedikten sonra tükürüp atmak da bir diğer sağlıksız alışkanlıktır. Kimileri sadece tadını almak ve hatırlamak için bu davranışta bulunurlar. Bu davranışlar oldukça zarar vericidir ve ciddi bir yeme bozukluğuna davetiye çıkarabilir. Bu ve buna benzer belirtileri fark ettiğinizde mutlaka profesyonel destek almanız gerekmektedir.
Kaçınma Davranışları
Kilo aldığını fark etme hemen herkes için olumsuz duygulanımı canlandıran bir faktördür. Genelde ileri dönemlerdeki kıdemli hastalarımız (ameliyat sonrası 2. Yıl9) bu olumsuz duyguları yaşamamak için kilo aldığını diğer insanların fark edebileceği durum ve ortamlardan uzak durmaya çalışır. Bu uzak durmaya ise ‘kaçınma davranışı’ denir. Tartıya çıkmama, bol elbiseler giyme, havuza/denize gitmeme, başkalarının önünde soyunmama, aynaya bakmama, bizlerle iletişimi kesme tipik kaçınma davranışlarıdır. Bu davranışlar o an için işe yarar ve olumsuz duygu yaşamanıza engel olur. Fakat uzun vadede düşündüğümüzde, sorunu görmezden gelmeniz o sorunun çözümsüz kalmasına, hatta sorunu yaratan davranışların sürmesine neden olur. Bu nedenle kaçınma davranışlarını fark etmek ve bunların üzerine gitmek, sorunu kabul edip çözüm yolları aramak sizleri motive edecektir.